Paşasuyu Doğal Yaşam Vadisinde Bisiklet Gezintisi

 Paşasuyu Doğal Yaşam Vadisinde Bisiklet Gezintisi
Digiqole ad

Tüm Rota Kocaeli okurlarına merhaba. Ben Onur Karakadılar, Rota Kocaeli’de gezi yazılarıyla sizlerle birlikte olacağım. Bu yazımda sizlere Paşasuyu Doğal Yaşam Vadisini nasıl keşfettiğimi anlatacağım.

Bir çoğunuz Çayırköy’de bulunan Gölkay Park tesislerine mutlaka gitmişsinizdir veya dünya su kayağı yarışlarının düzenlendiği bu güzel göleti mutlaka duymuşsunuzdur. Evet Gölkay Park gerçekten de gerek Kocaeli’den gerekse civar illerden birçok misafir ağırlayan bir bölge. Buraya sık sık ziyaretlerde bulunuyorum fakat bu tesisin biraz daha ilerisine daha önce hiç gitmemiştim. Öyle bir yer var ki yemyeşil sık ağaçlar, bazı yerlerde durgun bazı yerlerde gürül gürül akan bir akarsu ve buz gibi derenin içinden geçtiği doğal kanyonlar. Evet bahsettiğim yer, tamda burası Paşasuyu Doğal Yaşam Vadisi. Sizlere, buraya bisiklet ile nasıl ulaşım sağladığımı ve orada neleri, nereleri keşfettiğimi anlatmaya çalışacağım. Öncelikle şunu belirtmek isterim. Bisiklet turu düzenlemek isteyenler için gerçekten çok keyifli bir parkur. Özellikle yaz aylarında giderseniz sağınız solunuz böğürtlenlerle dolu olacak ve geziniz sırasında verdiğiniz molalarda bu eşsiz böğürtlenlerin tadına varacaksınız. Bisiklet turlarına yeni başlayanlar için de bir müjdem var. Sizi çok aşırı yormayacak halk tabiriyle tatlı rampaları var. Hem yorulmayacak hem de heyecandan mahrum kalmayacaksınız.

Bir sabah bisikletimi hazırladım ve Gölkay Park’a gitmek için yola koyuldum. Aklımda Paşasuyu Doğal Yaşam Vadisi hiç yoktu. Gölkay Park’a vardım ve parkın etrafında bisiklet sürmeye başladım. Gölün sonlarına doğru geldiğimde minik bir patika olduğunu fark ettim. Bu patikadan devam ettiğimde beni bir köy yoluna çıkardı ve içerilere doğru ilerlemeye başladım. Devasa yapıda olan yeni viyadüğün dev kolonlarının arasından şirin mi şirin bir köye ulaştım.

Köyün çıkışında Paşasuyu Doğal Yaşam Vadisi tabelasını gördüm ve buraya gitmeye karar verdim.  Köyden çıktıktan sonra beni eşsiz bir orman manzarası karşıladı ve gerçekten de bisiklet yolculuğu çok keyifli bir hal almaya başladı. Bazı rampaları var ki gerçekten de yorucu. Buna hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim. Bir süre devam ettikten sonra sağım ve solum böğürtlenlerle doldu ve toplamadan geçemezdim. 😀

Kahvaltı için seçtiğim yer ise büyüleyici güzellikte bir yerdi. Hele ki yulaf ezmeme topladığım böğürtlenleri ekleyerek tüketmek ayrı bir keyif kattı. Derenin sesini dinlemek ise molamın daha dinlendirici sağladı.

3 kilometre kadar ilerledikten sonra solumda yeşil bir düzlük ve bitiminde minik bir gölet ile karşılaştım. Etrafında piknik yapmaya gelen birkaç aile vardı. Buraya geldiğiniz zaman size tavsiyem bisikletinizi uygun bir yere park edip keşfe yürüyerek devam etmenizdir. Zorlukla ilerleyebileceğiniz dar parkurlar ile karışılacaksınız. Bu dar parkurların sonunda da sizi bir mükafat bekliyor olacak. Küçük bir köprüden karşıya geçiyor ve sağınız, solunuz ve üstünüz tamamen ağaçlarla kaplı dar bir patikadan yürüyüşe devam ediyorsunuz.

Sol tarafınızda derin bir vadi. Bu da yürüyüş sırasında görsel bir şölen oluşturuyor. 1 km kadar daha yürüdükten sonra yol bitiyor. Sola tarafa doğru bir patika göreceksiniz. Ben de o patikadan ilerledim ve sonunda dik bir yokuş ile karşılaştım. Burası doğal taşların arasında bir yarık. Sağınız solunuz yaklaşık 10 metre kadar yukarıya doğru doğal taşlardan oluşan ve içinden sadece bir insanın geçebileceği darlıkta bir yarık. Oradan indim, sonunda yemyeşil, sessiz, etrafı ağaçlarla çevrili, en ucunda minik bir şelalesi olan tatlı mı tatlı bir gölete ulaştım. Evet yukarıda size bahsettiğim mükafat işte tam olarak burasıydı. O kadar temiz, o kadar durgun ve doğal bir gölet ki gerçekten çıkmış olduğunuz gezintinin tüm yorgunluğunu burada atabilirsiniz. Göletin ucunda bulunan yaşlı ağacın dallarına bir salıncak kurulmuş. Bu salıncak gerçekten de herkesin fotoğraf çektirmek isteyeceği cinsten. Sıcağın ve zorlu bir yürüyüş parkurunun vermiş olduğu tatlı yorgunluğu atabilmek için çokta düşünmenize gerek yok. Ben de çok düşünmedim ve fazla soğuk olmayan ama tertemiz olan bu göletin sularına kendimi bıraktım. Tertemiz bu suda hem yorgunluğumu attım hem de yüzüp serinledim.

Bu gezintideki son durağım burası oldu ve geri dönüş için geldiğim yolları gerisin geriye kullandım. Geri dönmek bayır tırmandığınız için bir tık daha zorlu oldu. Dar ve dik kayalardan yukarı tırmanırken ilerleyebilmek ve kendinizi yukarı doğru çekebilmek için tutunacak dallar arıyorsunuz. Gezi severler için böyle ufak çaplı zorlu parkurlar adrenalin seviyesi ile birlikte gezinin zevkini ve tadını da arttırıyor. Bisikletimi park ettiğim yere geldim ve dönüş yolculuğu başladı. Bisiklet severler için işin en güzel kısmı başlamış oldu. İzmit merkeze kadar hep yokuş aşağı. Gölkay Park’a geri geldim ve orada bulunan tesislerde bir kahve molası verdim.

Bu gezinin sonu da Gölkay Park’tan evime dönmek oldu. Gölkay Park ve yeni keşfettiğim Paşasuyu Doğal Yaşam Vadisi gerçekten de harika bir yer, kesinlikle uğramanızı tavsiye ederim. Aracınızla ulaşımda mümkün. Araç ile ulaşım için bilgi vermek gerekirse İzmit merkezden 16 km kadar uzaklıkta olan Gölkay Park’a vardığınızda parka girmeyip düz devam ediyorsunuz. Daha sonrasında ise tabelaları takip edin. Son derece görünür ve açıklamalı olan tabelalar sizi Paşasuyu Doğal Yaşam Vadisi’ne götürecektir. Gezi severler, spor yapmak isteyenler, piknik yapmak isteyenler, bisiklet ile parkur yapmak isteyenler için hem merkeze çok yakın hem de eşsiz manzarada ve güzellikte bir yer. Uğramanızı kesinlikle tavsiye ederim. Yazın ne kadar güzel olduğunu gördüm ve yaşadım. Kışın ise buranın ayrı güzellikte olacağını düşünüyorum. Benimle birlikte bu yolculuğa çıktığınız için teşekkür ederim, diğer yazımda görüşmek üzere kendinize iyi bakın.

Digiqole ad

Gezgin Bir Müzisyen

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bucod Web Tasarım